Hicab ve kadının yabancı kimseler yanında giyinme meselesi açık olan meselelerdendir. Bütün İslam asırları boyunca bu konuda özel bir kitap yazacak bir alime ihtiyaç duyulmamıştır. Dört mezhep imamları da bunu kendi başına konu olarak ayırmamışlardır. Bilakis bu konu hükmünün netliği ve açıklığından ötürü diğer konulara tabi olarak gelmiştir. Hicab ve giyinme delilleri indirildiği yere koyuluyor sahabenin ve onlara tabi olanların amel ettiği şekilde kendisi ile amel ediliyordu. Ta ki hicri on dört ve on beşinci asra gelindiğinde İslam beldeleri seneler boyu işgal altına alındı birçok anlayış ve akıllar gördükleri şeylerden ve ihtilat/karma sistemden etkilendi. Bundan ötürü deliller alınıp asıl konumundan başka yerlere konuldu ve fakihlerin sözleri asıl bağlamlarından başka yerlere çekildi.