Son zamanlarda televizyonu açtığımızda ekranda karşımıza çıkan elli yıl önceki bir film ya da belgesel, radyodan kulağımıza gelen eski bir şarkı ya da türkü, sosyal medyada geçmişle ilgili paylaşılan siyah beyaz fotoğraf kareleri fazlaca rağbet görmektedir.

Çocukluğunu ya da gençliğini 1960, 1970, 1980 senelerinden itibaren yaşamış olup, o yıllarda giyilen siyah beyaz okul önlükleri ve kara lastik ayakkabıları ile boş yağ teneke kutularına dikilen çiçekler, teneke zeytinyağı kutularından yapılan kumbaralar, elektrik kesintisi nedeniyle hayatımızdan eksik olmayan gaz lambaları, çay bardağı büyüklüğündeki pillerle çalışan radyolardan dinlediğimiz gaydalı türküler, yanan sobanın üzerinde pişen yemekler, etrafında kurutulan esvaplar, konu komşu hep beraber yapılan samimi muhabbetler, birlikte yudumlanan çaylar hep özlemle anılmaktadır.

Artık günümüzde devir değişti, nerede eski bayramlar, nerede eski komşuluklar, önceki akrabalık münasebetleri, nerede eski okul ve asker arkadaşlıkları ile samimi ahbaplık gibi sözler zihinlerde kalıcı olup, dillerden müteaddit defalar terennüm edilmektedir.